Sayfalar

4 Eylül 2010 Cumartesi

DATÇA: Cennetten bir köşe

'Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse Datça Yarımadası'na bırakır' demiş Strabon (Yunan tarihçi ve filozoftur kendisi ve dünyanın ilk coğrafyacısı kabul edilir).
Gerçekten doğanın hiçbir güzelliğini esirgemediği, sessiz sakin bir yer. Bodrum'dan sonra bünyeye ilaç gibi geliyor. Merkezde marinaya çok yakın Bora Hotel'de konakladık ve memnun kaldık. Datça'da sezon 3 ay olduğu için önceden rezervasyon yapmanızda fayda var. 


Yarımadanın her yeri çok güzel ama ben özellikle Eski Datça'yı beğendim. Daracık kaldırımlarda gezinirken, köy kahvesinde dinlenirken veya rüzgarla salınan badem dallarını seyrederken zaman sanki duruyor. Can Sokak, adını tabii ki Can Yücel'den alıyor. Üstad, sokağın tabelasını kendi elleri ile çakmış. Girişteki Kayra Çay Bahçesi'nde yöreye özel bitki çayları olan narpuz ve karabaşın tadına bakıyoruz. 
Datça 3B ile ünlü: Bal, badem ve balık... Burası Türkiye'nin en çok badem üretilen yöresi. Tam 36 çeşit badem türü yetiştiriliyor. Nurlu badem denilen cins, diğerlerinden daha iri ve lezzetli. Bu yüzden üreticiler daha çok getirdiği için bu türü satıyorlar ve kendileri ak badem ve sıra bademi tüketmeyi tercih ediyorlar. Eğer üşenmezseniz Sındı Köyü'ne uzanıp Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin kimyasal ilaç kullanılmamış doğal bademlerinden temin edebilirsiniz. Badem o kadar yaygın ki çoğu yemekte de kullanılıyor.
Bala gelince,  Marmaris youlu üzerinde Bayır Köyü'nden almaya bakın. Bulabilirseniz özellikle eylül ve ekim aylarında üçüncü hasat kekik balı alın.
Datça'yı görür görmez Strabon'a hak verecek ve dönmek istemeyeceksiniz.








Solda narpuz sağda karabaş çayı
MUTLAKA YAPIN
Limanda ve hemen bitişiğindeki Ilıca Gölü'nde yüzün.
Tekne turu alıp Knidos antik kentini görün ve koylarda (Hayıtbükü-Palamutbükü vb.) yüzün.
Badem (bulabilirseniz iri Nurlu Badem cinsini), bal, balık ve lokmasının tadına bakın.
Sahildeki çay bahçelerinde oturup güneşin batışını seyredin.
Sahildeki dondurmacıda gerçek dağ sahlepli dondurma, karavan balıkçı'da balık ekmek yiyin. Yine sahilde haşlanmış süt mısırın tadına bakın. (Eşim çok beğendi:)
Merkeze 8 km uzaklıktaki Kızlan Köyü yakınlarındaki yel değirmenlerini görün.
Koruma altındaki bir fosil kumulu olan doğal harika Gebekum'u görün.
Knidos'a gelmeden önce şirin bir köy olan Yazıköy'ü görün. 
Eski Datça: Can Baba'nın yarım kalmış şarabının sergilendiği Kayra Çay Bahçesi'nde taze bitki çayları için. Yaşadığı evi, sokağı ve kütüphaneyi görün. Begonvillerle süslü evlerin arasında daracık Arnavut kaldırımlarında yürüyüş yapın. Bunalınca da bir naneli zencefilli limonata ile serinleyin.


Cenk'in Harikalar Kumpanyası: cafefernando.com

Cenk Sönmezsoy... O bir yemek düşkünü, o bir sanatçı, o bir blog yazarı. Tabii onunkine blog demek biraz haksızlık olur. Mükemmel tarifler, harika resimler... Her ay 250 bin kişinin okuduğu bir blog yaratmış. Eylül 2011'de yemek kitabı da yayınlanacak. Aşk, sabır ve emek ile yapılan her işin başarıya mahkum olmasının bir kanıtı bence yaptıkları, kalemine sağlık Cenk...

3 Eylül 2010 Cuma

Datça Tekne Turu

İki tip tur var. Uzun tur Knidos-Palamutbükü-Domuz Çukuru-Akvaryum rotasını izliyor ve 09:45'de çıkıp 19:00'da geri dönüyorsunuz. Kısa tur ise Dilek Mağarası-Domuz Çukuru-Hayıtbükü(Mesudiye)-İnceburun-Akvaryum-Kargı rotasını izliyor ve uzun turdan bir saat daha kısa sürüyor. Biz aslında uzun turu almak istedik ama o gün şansımıza yalnızca kısa tur vardı. Datça'nın kendi plajı da harika olduğu için tekne turu beni Bodrum'da olduğu kadar etkilemedi açıkçası. Bir de Bodrum'da çoğu teknede tavuk servis edilirken bu turda balık verilmesi makbule geçti. Marinadan ayrılmamızdan kısa bir süre sonra aşağıda görebileceğiniz daha önce çok rastlamadığım tipte güzel  bir gemiyi fotoğrafladım...











CEO'luğa Uzanan Yol

32 yıllık bir iş deneyimi. 71 Tane anekdot. Türkiye'nin en büyük firmalarında tepe yönetici olarak çalışan Tufan Darbaz'ın kitabını keyifle okudum. Olayları akıcı bir dille anlatıyor ve her anektodun sonunda bize birbirinden değerli hap bilgi ve tavsiyeler sunuyor. Benim en sevdiklerimden birisini buraya aktarayım:
'Büyük maçlar, büyük oyuncularla kazanılır'.

Kendisine buradan sağlık ve mutluluklar diliyorum...

2 Eylül 2010 Perşembe

Bodrum Tekne Turu

Yarımada’nın her yanı ayrı bir güzellik olduğu için aslında her belde de farklı bir tekne turu almak gerekiyor. Biz vaktimiz olmadığı için Bodrum Merkez’den kalkan tura katıldık. Sırasıyla Akvaryum, Büyük Poyraz, Küçük Poyraz, Yalıçiftlik ve Kargı’ya uğradık. Koylar gerçekten muhteşem. Fethiye-Demre arasında mavi tura çıkmış birisi olarak söylüyorum bunu. Bodrum’un içindeki plajlar ile mukayese kabul etmez. İlk durak olan akvaryum bayağı bir soğuk, suya atlar atlamaz adamakıllı ayılıyorsunuz:) Yalıçiftlik de karadan ulaşımı olan ve son derece sakin plajı ile dikkatimi çekti diyebilirim.






31 Ağustos 2010 Salı

CEO Olmanın Yolları

Kitabın özgün adı ‘it takes a CEO’ ve bir ‘business bestseller’. Bana çok akıcı gelmedi ama Amerika gibi bir ülkede CEO’luk yapmanın ne demek olduğunu anlatması bakımından ilginçti. Beş ayrı medya şirketine başkanlık etmiş olan Hindery, temel olarak şunu vurguluyor: ‘sorumluluklarınızın farkına varın ve bunları yerine getirin.’
Yazar, Amerika’daki işsizlik, sağlık hizmetleri, sigorta, aşırı tüketim gibi sorunlara vurgu yapıp, çözüm için reçeteler sunuyor. Son olarak da bir CEO olmak için gereken nitelikleri sıralıyor: kültür ve vizyon, meraklı bir akıl, dürüst ve etik olmak, sabırlı ve kendine güvenli olmak...
Kimler CEO olmamalı sorusunun cevabı ise ona göre basit: Binlerce belki de on binlerce kişinin sorumluluğunu almaya hazır mısınız? Cevabınız hayırsa başka bir iş bakın...