Orta Avrupa'da sıra geldi Viyana'yı tanıtmaya. İşte şehrin yıldızları...
STEPHANSDOM:
Kent merkezinde yer alan bu devasa katedrale Viyanalılar, 'Steffl' diyorlar ve şehrin hem en sevilen simgesi hem de en güzel gotik yapısı kabul ediliyor. Ana bölüme giriş ücretsiz ancak Putperest Kuleleri denen kuzey ve güney kulelere çıkış ücretli.
Stefan Katedrali
Kuzey Kulesine asansörle de çıkılabiliyor. Bu kulede yer alan yaklaşık 20 ton ağırlığındaki çan, Osmanlıların 1683 yılındaki başarısız kuşatması sırasında ele geçirilen 100 top güllesi kullanılarak dökülmüş.
Katedralin içinden bir görünüş
STAATSOPER (DEVLET OPERASI):
Neo-Rönesans tarzındaki opera binasının yapımı 1861 yılında başlamış ve 1869 yılında benim en sevdiğim bestecilerin başında gelen Mozart'ın Don Giovanni'si ile açılmış. Maalesef yeni opera binasını beğenmeyen İmparator Franz Joseph, binaya 'tren istasyonu' benzetmesi yapınca mimarlardan Eduard van der Nüll intihar etmiş.
Opera Binası
Binanın iç dekorasyon ve süslemeleri gerçekten çok etkileyici. Aylara göre saatleri değişmek üzere ücretli rehberli turlar düzenleniyor. Ancak buna para vermek yerine bizim yaptığımız gibi bir temsil izlemek daha mantıklı.
Opera Binasının Süslemeleri
Şansımız bayağı yaver gidiyor ve Viyana Filarmoni'den Gustav Mahler'in 9. Senfonisi'ni dinleme şansına erişiyoruz. İşte bulunduğumuz locadan operanın görüntüsü...
Locamızdan Operanın Görüntüsü
HOFBURG SARAYI:
Adına saray dendiğine bakmayın siz... Eski İmparatorluk sarayı olan ve 18 kanadı, 54 merdiveni ve yaklaşık 2600 odası olan dev bir kompleksten bahsediyoruz. Gezmek için 3-4 saati gözden çıkarmanız gerekiyor.
Hofburg Sarayı
Kompleksin müzeler bölümünde yer alan Albertina Sarayı'nı mutlaka gezmenizi tavsiye ederim. Burası, dünyanın en geniş ve en değerli grafik sanatları koleksiyonlarından birini ev sahipliği yapıyor.
Albertina Sarayı
Özellikle Habsburg Devlet Daireleri'nin de aralarında bulunduğu çeşitli salonlar, süreli sergilere ev sahipliği yapıyor. Bizim gezdiğimiz kalıcı sergilerden biri, 'Monet to Picasso, The Batliner Collection' ismini taşıyor. Claude Monet ve Pablo Picasso'nun orjinallerini görmek doğrusu etkileyiciydi. Alt katta ise yine çok ilginç bir pop art sergisini gezdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder